Haberler

“Grevli Toplu Sözleşmeli Sendikal Hakkımız Engellenemez”

Sendikamız BAĞIMSIZ HABER-SEN, HAER-SEN, NET HABER-SEN ve İLETİŞİM-İŞ sendikalarının işbirliğiyle oluşturulan Basın-Yayın ve Posta Çalışanları Mücadele Platformu NET HABER-SEN’de Genel Merkezinde basın açıklaması yaptı. Platform adına yapılan açıklamayı dönem sözcüsü NET HABER-SEN Genel Başkanı Erol AKYÜZLÜ okudu.

 

 

Değerli Basın Emekçileri,

Basın Yayın ve İletişim Hizmetleri İş kolunda örgütlü Haber-Sen, Bağımsız Haber-Sen, Net Haber-Sen ve İletişim İş sendikalarının katılımı ile oluşturulan Basın Yayın ve Posta Çalışanları Mücadele Platformu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

  1. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin başlangıcı maalesef umut kırıcı olmuştur. Yasaya göre Ağustos ayının ilk iş gününde başlaması gereken Toplu Sözleşme görüşmeleri Bakanın yurtdışı programı gerekçesiyle 28 Temmuz tarihine çekilmiştir. Üstelik bu yasaya uymama teklifi, Memur-Sen Konfederasyonunca da kıymetli bulunmuş ve fırsat olarak değerlendirilmiştir. Herkesin uyması gereken yasalara uymamak normalleştirilirken imzalanacak Toplu Sözleşme hükümlerine uyulacağının da bir garantisi maalesef yoktur.

Toplu Sözleşme mevzuatı sonuçta işverenin dediğinin olacağı antidemokratik bir yapıdadır. Sendika heyeti ile işveren heyeti arasında sözleşme maddelerinde uyuşmazlık yaşanması durumunda görev, alacağı kararlar kesin ve toplu sözleşme hükmünde olan ve çoğunluğu hükümet tarafından seçilen Kamu Görevlileri Hakem Kurulunundur. Platform olarak toplu sözleşme görüşmelerinin demokratik bir mücadele alanında olması için GREVLİ TOPLU SÖZLEŞME HAKKININ DERHAL VERİLMESİNİ İSTİYORUZ.

DEĞERLİ ARKADAŞLAR,

Basın Yayın ve İletişim Hizmetleri iş kolumuzda özellikle PTT ve TRT kurumlarında yıllarca biriken ve çözüm bekleyen önemli sorunlar bulunmaktadır.

Emekli Sandığı Kanunu ile emeklilik yaşı 65 olarak düzenlenmiş iken, dağıtıcılar da dahil bazı meslek gruplarında yapılan işin fiziksel olarak ağır olması nedeniyle daha erken yaşta emekli olmaları yönünde bir düzenleme yapılmıştır. Dağıtıcılık mesleği dışında diğer meslek gruplarında, bu erken emeklilik için fiili hizmet süresi zammı verilmekte iken PTT de  399 Sayılı KHK’ya tabi çalışan başdağıtıcı ve dağıtıcılar 55 yaşında emekli edilmekle birlikte fiili hizmet zammı da alamamaktadır.

PTT A.Ş Genel Müdürlüğü bünyesinde İdari Hizmet Sözleşmeli çalışan dağıtıcılar 60 yaşına kadar çalışma hakkına sahip iken aynı kurumda, aynı işi yapmalarına, aynı unvana sahip olmalarına rağmen farklı emeklilik yaşı düzenlenmesi eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle 399 KHK’ta tabi olan başdağıtıcı ve dağıtıcıların 60 yaşına kadar çalışmalarının önünün açılmasını talep ediyoruz.

6475 sayılı Posta Hizmetleri kanununda PTT İHS li personelin performans ücreti alabileceği hükmü bulunsa da bu ücretler sadece belirli kadrolara ve belirli işlem adetlerine bağlı olarak verilmektedir. Adı her ne kadar bireysel performans sistemi olsa da performans almak bireysel performanstan çok çalışılan işyerinin iş hacmine bağlıdır. Öyle ki bir iş yerinde performans ücreti alan bir personel başka bir işyerinde performans ücreti alamamaktadır. Bireysel performansın emekçilerin yarıştırıldığı bir düzenden çıkartılarak kesinleşmiş cezası olmayan tüm PTT personeline ödenmesini talep ediyoruz.   

PTT İHS yönetmeliğinin 108. Maddesinde, “PTT, ekonomik işlem hacminin daralması veya kapatılan işyerlerinde görev yapan personelin hizmetlerinden başka bir birimde faydalanma imkanı kalmaması hallerinde yönetim kurulu kararı ile sözleşmeyi yenilemeyebilir.” Denilmektedir. İHS kapsamında çalışanların kendi kusuru olmayan bir nedenle sözleşmesinin yenilenmemesi kabul edilebilir bir durum değildir. İHS yönetmeliğinin 108. Maddesinin derhal iptal edilmesini talep ediyoruz.   

6475 sayılı Posta Hizmetleri kanununda herhangi bir engel bulunmamasına rağmen İHS statüsüne geçme şartı dayatılan 399 sayılı KHK statüsündeki personele kendi statülerinde unvan yükselme sınavlarının açılmasını istiyoruz.

PTT, faaliyet içi gelirler dikkate alınarak ilk 10 sırada yer alan Başmüdürlüklerde görev yapan personele ilave ücret ödemektedir. Ancak iş hacmi büyük olan Başmüdürlüklerin ilk 10 sıradaki yerleri çalışanların performansından bağımsız hemen hemen hiç değişmemektedir. Bu durum performansı düşük bir personelin, performansı yüksek bir personelden %5 fazla ücret almasına neden olmaktadır. İlave ücretlerin istisnasız tüm personele verilmesini talep ediyoruz.  

PTT de İHS statüsünde Teknik Hizmetler sınıfındaki Mühendis, Başmühendis ve Teknik Müdürlere çalıştıkları yıla göre ödenen kademeli ilave ücretin Tekniker ve Teknik Şeflere de ödenmesini, Fakülte mezunu olan Programcı, Teknisyen ve Teknik Şeflere unvan yükselme yönetmeliği revize edilerek unvan yükselme sınavlarına girme haklarının verilmesini,    

399 KHK statüsünde çalışan PTT personeline geçmiş dönem hak kayıplarını telafi edecek bir skala düzenlemesi yapılmasını, asli vazifelerini yerine getirirken aynı zamanda araç kullanan personele ödenen günlük 15 TL ücretin en az 200 TL ye yükseltilmesini,

KPSS ile işe giren ve memur sendikalarına üye olan PTT İHS li personele yeşil pasaport hakkının verilmesini, PTT ye ağır mali yük getiren iştirak şirketlerin kapatılmasını talep ediyoruz. 

KİT personeline uygulanan 600 ek göstergenin, karma bütçeli TRT Genel Müdürlüğü personeline de verilmesini talep ediyoruz.

TRT de TV ve FM verici istasyonlarının bulunduğu 3000 metreye varan yüksek rakımlarda yüksek voltaj riski taşıyan 80 metreye varan kulelere tırmanan, iş güvenliği açısından kırmızı kategorili yüksek risk altında çalışan teknik, koruma güvenlik, bekçi, şoför ve idari personele “yıpranma verilmesi” ve “brüt maaşlarının en az yüzde 15 artırılmasını”.  Talep ediyoruz.

2954 Sayılı TRT Kanununda “ikramiye başlığı” ile “madde 51” de belirtilen yılda dört aylık ücret tutarını aşmamak üzere ikramiye verilebilir maddesince personele 4 (dört) maaş tutarında ikramiye verilmesini talep ediyoruz.

TRT de verici istasyonlarının bulunduğu zor arazi koşullarında çalışmasına rağmen en düşük maaş kategorisinde yer alan ve silah sorumluluğu bulunan koruma ve güvenlik personeli için uzun süredir talep edilen arazi ve silah tazminatının verilmesini ve maaşlarında artış yapılmasını istiyoruz.

TRT de Tekniker kadrosunda bulunan yüksekokul ve ilave dört yıllık fakülte mezunu teknik personelin ücretlerinin artırılmasını, hizmet süresine bağlı olarak Tekniker kadrosunda ki personelin Şeftekniker, Baştekniker ve Teknik Uzman kadrolarının, meslek lisesi mezunu teknisyen kadrosundaki personelin ise Şef teknisyen, Başteknisyen ve Uzman kadrolarının verilmesini,

TRT de yayın ve yapımda çalışan tüm personele, kadrolarının tanımlanarak “Basın kartı” verilmesini, konservatuar mezunu personele “Sanatçı”  kadrosu verilmesini, ÖHT kadrosundaki personele sınavsız tanınan statü ve özlük haklarının kadrolu personele de verilmesini istiyoruz.

Değerli Basın Emekçileri,

İş kolumuzdaki sorunların yanında tüm kamu emekçilerini ilgilendiren ve yıllardır kökleşmiş çok önemli sorunlarda bulunmaktadır.

Sermayeden yana politikalar ile nasıl hesaplandığını kimsenin bilmediği TÜİK verileri kamu çalışanlarını da emeklileri de perişan etmiştir. Yaşamayı karnını doyurmak ve hayatta kalabilmekte sınırlayan bir anlayışa karşı insan onuruna yakışır bir hayatı ısrarla savunurken, gelinen nokta maalesef açlık sınırı ve yoksulluk sınırı arasındaki ücretlere mahkum bırakılan kamu çalışanları ve açlık sınırı altında yaşam mücadelesi veren memur emeklileri olmuştur. 2025 Temmuz itibarıyla 86.036 TL ye ulaşmış olan yoksulluk sınırının 2026 Ocakta en az 100.000 TL olması öngörülerek, yoksulluk sınırı altında kalmayacak şekilde 2026 Ocak için en düşük memur aylığının 100.000 TL olmasını talep ediyoruz.

Ücretlerin tabanda eşitlenmesi amacıyla icat edilen seyyanen zam çalışanları da emeklileri de fakirlikte birleştirmiştir. TÜİK in sahte verileri yanında, tüm memurlara aynı seyyanen ücreti ödemek suretiyle kamu emekçilerinin tümü birden yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkum edilmiştir. Çalışırken alınan seyyanen ücretlerin emekli aylığına yansıtılmamasıyla emeklilik hayali korkulu bir rüyaya dönüşmüş, 65 yaşına kadar çalışmak zorunlu hale gelmiştir. Seyyanen zamların kök maaşlara dolayısıyla emekli aylıklarına yansıtılmasını talep ediyoruz. 

Yüksek enflasyonun olduğu ülkemizde Ocak ayından Aralık ayına ücretler vergi kesintileri nedeniyle azalırken hayat pahalılığı yıl boyunca artmaya devam etmekte, kamu emekçileri için yılın son ayları kabusa dönüşmektedir. Ücretlerin asgari ücret sınırına kadar olan kısmından vergi alınmaması, üzerindeki tutar için vergi oranının %10 olarak sabitlenmesini talep ediyoruz. 

Öğretmen, din görevlisi, polis ve sağlık çalışanlarına tanınan 3600 ek gösterge hakkı söz konusu meslek grupları için önemli bir kazanım olurken, diğer yandan kamu emekçileri arasında önemli bir ayrımcılığa da neden olmuştur. Verilen sözlerin tutularak 3600 ek gösterge hakkının 1 / 4 dereceye gelen tüm kamu çalışanlarına verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca;

Kamu hizmetlerinin hizmet alımı veya taşeron marifetiyle değil kadrolu istihdamla yapılmasını, hafta sonuna rastlayan yıllık izinlerin, yıllık izin süresinden düşülmesini, Sendikalara üyelik ve istifa işlemlerinin E-Devlet üzerinden gerçekleştirilmesini, 

Söz verildiği gibi mülakatın kaldırılmasını, unvan yükselme şartları ve sınav tarihleri belli olan bir kariyer planı oluşturulmasını, personel tayinlerinin puanlama sistemine göre yapılmasını ve boş kadroların şeffaf bir şekilde personele duyurulmasını,  

Teknik hizmetler sınıfında çalışanların ek ödeme ve özel hizmet tazminatı puanlarının artırılmasını ve teknik sorumluluk ilave ödemesinin verilmesini,

Sosyal yardımlar kapsamında; Lojmandan faydalanamayan personele kira yardımı yapılmasını, Yemek ve yol ücretlerinin piyasa fiyatlarına göre artırılmasını, Giyecek yardımı yapılmasını, eş ve çocuk yardımlarının makul seviyelere yükseltilmesini, Kreş açılmasını, kreş olmayan yerlerde kreş yardımı yapılmasını, yılda 2 kez bayram ikramiyesi verilmesini talep ediyoruz.  

Değerli Basın Mensupları,

Bizler bu talepleri yaparken Memur-Sen gözünü kazanımlardan çok emekçinin cebindekini almaya dikmiştir. Yıllardır barajlar getirerek kendisinden olmayan sendika üyelerinin sendika ödeneği almaması için gayret eden sözde sendika bunu başaramamış ancak huyundan da vazgeçmemiştir. Bu sefer 8. Dönem Toplu Sözleşme taleplerine, Toplu sözleşmedeki kazanımlarından yetkili sendika üyesi olmayanların faydalanabilmesi için dayanışma aidatı ödemesi maddesini getirmek istemektedir. Peki, sözde yetkili sendika kaybettirdiklerinin tazminatını ödeyecek midir? Kamu emekçilerinin hiçbirine bir avantaj getirmeyen sadece yetkili olan sendikaya ekstra kazanç sağlayan ve sendikal rekabeti engelleyen bu talebin reddedilmesini istiyoruz.

Maalesef, toplu sözleşme masasında, birilerinin kazanımından çok diğerlerinin kaybına odaklanan ve talepleri yerine getirilmese de alkışını esirgemeyen bir konfederasyon bulunmaktadır. Platform olarak talebimiz ve mücadelemiz; insan onuruna yakışan bir ücretin insan onuruna yakışan bir çalışma hayatında kazanılmasıdır. Toplantımız burada sona ermiştir, toplantımıza katılım sağlayan Basın Emekçilerini Basın Yayın ve Mücadele Platformu adına saygıyla selamlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir